23 Nisan 2009 Perşembe

KIRMIZI İBİKLİ KÜÇÜK TAVUK


Zamanın birinde bir çiftlikte kırmızı ibikli küçük bir tavuk yaşarmış.
Tavuk
kendi yiyeceğini kendisi bulur ve bu güzel çiftlikte çok mutlu bir
hayat
yaşarmış. Bir gün buğday taneleri bulmuş ve bunları ekerek daha çok
yiyecek
elde edeceğini düşünmüş. Ancak nasıl ekeceğini bilmediği için
arkadaşlarından yardım istemiş:


'- Bu buğday tanelerini ekmek için kim bana yardım edecek ?'

Ördek cevaplamış:
'- Ben yardım edemem, ancak istersen sana kahve tohumu satabilirim.
Buğday
yerine kahve ekersen, çok para kazanır ve istediğin kadar buğday
alırsın.'

Domuz oradan seslenmiş:
'- Ben de yardım edemem, ancak kahve ekersen ürünlerini ben satın
alırım.'

Fare hemen atlamış:
'- Ben buğday ekiminden anlamam ancak kahve ekmek için gereken parayı
sana
borç verebilirim, sonra ödersin.'

Ticaretten ve tarımdan anlamayan kırmızı ibikli şirin tavuk, bu sözler
sonrasında kahve ekmeye karar vermiş ve buğdaydan vazgeçmiş.

Ancak kahve nasıl ekilir bilmediğinden yine yardım istemiş: '- Kahve
ekmek
için kim bana yardım edecek?'

Ördek:
'- Ben yardım edemem, ancak kahvenin çabuk büyümesi için gereken
gübreyi
sana satabilirim' demiş.

Domuz:
'- Ben kahve yetiştirmekten anlamam ancak kahveleri zararlı
böceklerden
korumak için ilaca ihtiyacın var, istersen sana satarım' demiş.

Fare de:
'- Gübre ve ilaç için gereken parayı istersen sana borç olarak veririm
'
demiş.

Sonunda kırmızı ibikli tavuk çalışmaya başlamış, çalışmıııııış
çalışmış.

Kahve yetiştirmek buğday yetiştirmekten daha zormuş ve daha çok gübre
ve
ilaç gerekiyormuş. Ama tavuğumuz sonunda çok zengin olacağını hayal
ederek
sabretmiş. Ve sonunda hasat zamanı gelmiş ve gerçekten de tavuk çok
miktarda
ürün elde etmiş, kendisine yol gösteren arkadaşlarına seslenmiş:
'- Kahveleri satmama kim yardım edecek?'

Ördek:
'- Ben yardım edemem, ancak kahveleri işlemek ve paketlemek için benim
fabrikama getirmelisin.'

Domuz:
'- Ben de yardım edemem, zaten her önüne gelen kahve ektiği için kahve
fiyatları çok düştü, senin kahven beş para etmez.'

Fare:
'- Ben bu işlerden anlamam, ayrıca artık sana verdiğim borçları ödemen
lazım.'

Sonunda kırmızı ibikli küçük tavuk gerçeğin farkına varmış ve buğday
yerine
kahve ekmenin büyük bir hata olduğunu anlamış, çünkü borç içinde imiş
ve
yiyecek tek bir lokması yokmuş. Açlıktan ölmemek için yine yardım
istemiş:
'- Yiyecek bir kaç lokma bulmama kim yardım edecek?'

Ördek:
- Ben yardım edemem, senin hiç paran yok.'

Domuz:
'- Ben de yardım edemem, zaten herkes kahve ektiği için buğday eken de
kalmadı, yiyecek yok.'

Fare:
'- Ben yiyecek bulamam. Ancak bana borçlarını ödemediğin için para
yerine
senin tarlanı almak zorundayım, iyi bir tavuk olursan, belki senin o
tarlada
boğaz tokluğuna çalışıp, benim için buğday yetiştirmene izin
verebilirim.

Şimdilerde bizim kırmızı ibikli küçük tavuğumuz, artık farenin olan
eski
tarlasında buğday yetiştiriyor ve karnını doyurmaya çalışıyor.

Kaynak : İngiltere de ilkokullarda okuma kitabı olarak okutulan 'The
Little
Red Hen' kitabı

Sanki öykü değil, Türkiye'nin son 50 yılı.

Ya bu öyküyü yazan Türkiye'den esinlendi, ya da Türkiyeyi 'Kırmızı
ibikli
Tavuk'a çevirenler bu öyküden esinlendiler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder