25 Nisan 2009 Cumartesi

Yalnızlığı Anlamazsın Önce

yalnızlığı anlamazsın önce
vardır etrafında seven birkaç kişi
konuşur avutursun kendini
gelir işte eve dönme vakti
tutarsınya yolunu bir başına
o sokaklarda herkes cıvıl cıvıl
ele ele sevdiğiyle
pencerelerde eşlerini bekleyen yüzler
çocukların kimi babaya kimi anneye sarılmış
işte bir aile daha konuşarak evlerine giriyor
bense eve gitmek istemiyorum
korkuyorum
yine kapıyı açacak kimse yok
yüzüme gülümseyecek yüz hani...
akşamlar olmasın yalnızlık beni bulmasın
karanlık çöküyor
giderken loş bir ışık bırakıyor güneş
sonra aynı benim yüreğim gibi karanlığa bürünüyor etraf
ve
yalnızlık başlıyor önce sokaklarda sesler susuyor
odamdaki yalnızlığın sesi duyulmaya başlıyor sadece
hafif bir müzik var radyoda
masa üstüne atılmış bir paket sigara
kültablası dolmuş /ne kadar çok sigara içiyormuşum
yatak yine dağınık /toplayacak kimse yok ki
önce uzandım hayal kurdum saatlerce
duvardaki saatin tik taklarıyla
radyodaki ses çınlayan kulaklarımda
içimden ağlamak geliyor kendi yalnızlığıma
niye yoksun ki yanımda
niye ellerin ellerimde değil
gözlerine bakmıyor gözlerim
senin sesin kulaklarımda çınlasa ya
ısıtsa ağzından çıkacak her kelime yüreğimi
yoksun gelmeyeceksin gittin biliyorum
inanmak istemiyorum belkide buna
yine dolaşsan duysam ayak seslerini
kapıyı yine sen açsan gülümsesen yüzüme
yalnızlık kapar mıydı böyle odamın baş köşesini
giderken bıraktığın boşluğu doldurur muydu böyle sinsice

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder