22 Nisan 2009 Çarşamba

NİYE BEN


Brenda yamaç tırmanışı yapmak isteyen genç bir kadındı. Bir gün
cesaretini
toplayarak bir grup tırmanışına katıldı. Tırmanacakları yere
vardıklarında,
neredeyse duvar gibi dik, büyük ve kayalık bir yamaç çıktı
karsılarına. Tüm
korkularına rağmen, Brenda azimliydi. Emniyet kemerini taktı, ipi
yakaladı
ve kayanın dik yüzüne tırmanmaya başladı. Bir süre tırmandıktan
sonra,
nefeslenebileceği bir oyuk buldu...

Orada asılı dururken, gruptan yukarıda ipi tutan kişi dalgınlığa
düşerek ipi
gevşetiverdi. Aniden boşalan ip, hızla Brenda'nın gözüne çarparak
lensinin
düşmesine neden oldu. Lens çok küçüktü ve bulunması neredeyse
imkansızdı.
Lens yamacın ortasında bir yerlerde kalmıştı ve Brenda artık bulanık
görüyordu.

Ümitsizlik içinde Brenda, lensini bulması için Allah'a dua edebilirdi
yalnızca... Ve içten içe düşünüp dua etmeye başladı. "Allah'ım! Sen
bu anda
buradaki tüm dağları görürsün. Bu dağlar üzerindeki her bir taşı ve
yaprağı
bildiğin gibi, benim lensimin yerini de biliyorsun. Onu bulmama
yardım et."

Patikalardan yürüyerek aşağı indiler. Aşağı indiklerinde, tırmanmak
üzere
oraya doğru gelen yeni bir grup gördüler. İçlerinden biri "Aranızda
lens
kaybeden var mı?" diye bağırdı.

Brenda'nın sonradan öğrendiğine göre, lensi bir karınca taşıyordu ve
karınca yürüdükçe yavaşça kayanın üzerinde hareket edip parlayan lens
kızların dikkatini çekmişti. Eve döndüklerinde Brenda lensini nasıl
bulduklarını babasına anlattı. Bir karikatürcü olan babası da ağzıyla
lens taşıyan bir karınca resmi çizerek, karıncanın üzerindeki
baloncuğa şunları yazdı:

"Allah'ım! Bu nesneyi neden taşıdığımı bilemiyorum. Bunu yiyemem ve
neredeyse taşıyamayacağım kadar ağır. Ama istediğin sadece bunu
taşımamsa,
senin için taşıyacağım..."

"BU YÜKÜ NİYE TAŞIYORUM" demeyin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder