21 Aralık 2010 Salı

EgemenCe Oscar Öncesi İzlenilesi


Bir sinemasever olarak Altın Küre, Oscar derken iyice kızışan sinema dünyasında sizler için seçtiğim muhtemel Oscar 2011 adayları ... Bu filmleri -ki sıralaması da dikkate alındı ( Black Swan ve Inception favori ) - gönül rahatlığıyla izleyebilirsiniz. İyi seyirler...

Black Swan

Inception

The Fighter

The King's Speech

The Social Network

Frankie And Alice

Rabbit Hole

Winter's Bone

Blue Valentine

127 Hours

Burlesque

The Kids Are All Right

Biutiful (Mexico/Spain)

The Concert (France)

The Edge (Russia)

I Am Love (İtaly)

Love And Other Drugs

Easy A

Despicable Me

The İllusionist

Tangled
______________________________


egemenCe

AFI, 2010'un En İyilerini Açıkladı!

Amerikan Film Endüstrisi AFI, her yıl olduğu gibi bu yıl da yılın en dikkat çeken 10 filmi ve TV dizisi listesini yayınladı. Ülkemizde sadece birkaçının gösterime girdiği en iyi filmler listesinde en dikkat çekici film ise Türkiye'de gösterime gireceği belli olmayan The Fighter filmi.

İşte AFI'nin 2010 yılı en iyi 10 filmi listesi:

Black Swan
Yönetmen: Darren Aronofsky
Oyuncular: Natalie Portman, Mila Kunis, Vincent Cassel

The Fighter
Yönetmen: David O. Russel
Oyuncular: Mark Wahlberg, Christian Bale, Amy Adams

Inception
Yönetmen: Christopher Nolan
Oyuncular: Leonardo Di Caprio, Joseph Gordon-Levitt, Ellen Page, Marion Cottilard

127 Hours
Yönetmen: Danny Boyle
Oyuncular: James Franco, Kate Mara,

The Social Network
Yönetmen: David Fincher
Oyuncular: Jesse Eisenberg, Rooney Mara, Bryan Barter

The Town
Yönetmen: Ben Affleck
Oyuncular: Ben Affleck, Jeremy Renner, Rebecca Hall, Jon Hamm

Toy Story 3

True Grit
Yönetmen: Coen Kardeşler
Oyuncular: Jeff Bridges, Hailee Steinfeld, Matt Damon, Josh Brolin

Winter's Bone
Yönetmen: Debra Granik
Oyuncular: Jennifer Lawrence, Isaiah Stone, Ashlee Thompson

The Kids Are All Right
Yönetmen: Lisa Cholodenko
Oyuncular: Julianne Moore, Annette Bening, Mark Ruffalo

IFA'nın 2010 yılı en iyi 10 dizisi ise şöyle:

Boardwalk Empire

Breaking Bad

Glee

Mad Men

The Pacific

30 Rock

The Walking Dead

The Big C

Temple Grandin

Modern Family

Kaynak: egemenCe , sinemalar.com

14 Aralık 2010 Salı

Altın Küre 2011 Adayları


Oscar'ın habercisi olarak bilinen 'Golden Globe 2011' için adaylıklar açıklandı. Buna göre adaylar kategorileriyle şöyle;


En iyi Film adayları: Drama

  • Black Swan (2010)
  • The Fighter (2010)
  • Inception (2010)
  • The King’s Speech (2010)
  • The Social Network (2010)
En iyi Film adayları: Müzikal ya da Komedi
  • Alice in Wonderland (2010)
  • Burlesque (2010)
  • The Kids Are All Right (2010)
  • Red (2010)
  • The Tourist (2010)
Drama dalındaki en iyi aktör adayları:
  • Jesse Eisenberg – The Social Network (2010)
  • Colin Firth – The King’s Speech (2010)
  • James Franco – 127 Hours (2010)
  • Ryan Gosling – Blue Valentine (2010)
  • Mark Wahlberg – The Fighter (2010)
Drama dalındaki en iyi aktrist adayları:
  • Halle Berry – Frankie and Alice (2010)
  • Nicole Kidman – Rabbit Hole (2010)
  • Jennifer Lawrence – Winter’s Bone (2010)
  • Natalie Portman – Black Swan (2010)
  • Michelle Williams – Blue Valentine (2010)
Müzikal ya da Komedi dalındaki en iyi aktör adayları:
Müzikal ya da Komedi dalındaki en iyi aktrist adayları:
  • Annette Bening – The Kids Are All Right (2010)
  • Anne Hathaway – Love and Other Drugs (2010)
  • Angelina Jolie – The Tourist (2010)
  • Julianne Moore – The Kids Are All Right (2010)
  • Emma Stone – Easy A (2010)
En iyi yardımcı aktör adayları:
  • Christian Bale – The Fighter (2010)
  • Michael Douglas – Wall Street: Money Never Sleeps (2010)
  • Andrew Garfield – The Social Network (2010)
  • Jeremy Renner – The Town (2010)
  • Geoffrey Rush – The King’s Speech (2010)
En iyi yardımcı aktrist adayları:
En iyi Yönetmen adayları
  • Darren Aronofsky – Black Swan (2010)
  • David Fincher – The Social Network (2010)
  • Tom Hooper – The King’s Speech (2010)
  • Christopher Nolan – Inception (2010)
  • David O. Russell – The Fighter (2010)
En iyi Senaryo adayları:
  • 127 Hours (2010): Danny Boyle, Simon Beaufoy
  • Inception (2010): Christopher Nolan
  • The Kids Are All Right (2010): Stuart Blumberg, Lisa Cholodenko
  • The King’s Speech (2010): David Seidler
  • The Social Network (2010): Aaron Sorkin
En iyi Şarkı adayları:
  • Burlesque (2010)("Bound to You")
  • Burlesque (2010)(“You Haven’t Seen The Last of Me”)
  • Country Strong (2010)(“Coming Home”)
  • The Chronicles of Narnia: The Voyage of the Dawn Treader (2010)(“There’s A Place – Us”)
  • Tangled (2010)(“I See the Light”)
En iyi Müzik adayları:
  • 127 Hours (2010): A.R. Rahman
  • Alice in Wonderland (2010): Danny Elfman
  • Inception (2010): Hans Zimmer
  • The King’s Speech (2010): Alexandre Desplat
  • The Social Network (2010): Trent Reznor, Atticus Ross
En iyi Animasyon dalındaki adaylar:
Yabancı dilde en iyi film adayları:
  • Biutiful (2010)
  • I Am Love (2009)
  • The Concert (2009)
  • The Edge (2010)
  • In a Better World (2010)
Drama dalındaki en iyi Televizyon Dizisi:
Müzikal ya da Komedi dalındaki en iyi Televizyon Dizisi:
  • The Big Bang Theory (2007)
  • The Big C (2010)
  • Glee (2009)
  • Modern Family (2009)
  • Nurse Jackie (2009)
  • 30 Rock (2006)

Mini Dizi adayları:
  • Carlos (2010)
  • The Pacific (2010)
  • The Pillars of the Earth (2010)
  • Temple Grandin (2010) (TV)
  • You Don’t Know Jack (2010) (TV)
En iyi Performans Mini-seri ya da Televizyon Programı Dalında Erkek Oyuncu

  • Idris Elba – Luther (2010)
  • Ian McShane – The Pillars of the Earth (2010)
  • Al Pacino – You Don’t Know Jack (2010) (TV)
  • Dennis Quaid – The Special Relationship (2010) (TV)
  • Édgar Ramírez – Carlos (2010)
En iyi Performans Mini-seri ya da Televizyon Programı Dalında Kadın Oyuncu

  • Hayley Atwell – The Pillars of the Earth (2010)
  • Claire Danes – Temple Grandin (2010) (TV)
  • Judi Dench – Return to Cran-d (2007)
  • Romola Garai – Emma (2009)
  • Jennifer Love Hewitt – The Client List (2010) (TV)
En iyi Performans Komedi-Müzikal Televizyon Serisi Dalında Erkek Oyuncu

  • Alec Baldwin – 30 Rock (2006)
  • Steve Carell – The Office (2005)
  • Thomas Jane – Hung (2009)
  • Matthew Morrison – Glee (2009)
  • Jim Parsons – The Big Bang Theory (2007)
En iyi Performans Komedi-Müzikal Televizyon Serisi Dalında Kadın Oyuncu

  • Toni Collette – United States of Tara (2009)
  • Edie Falco – Nurse Jackie (2009)
  • Tina Fey – 30 Rock (2006)
  • Laura Linney – The Big C (2010)
  • Lea Michele – Glee (2009)
En iyi Performans Erkek Oyuncu : Drama (Tv)
  • Steve Buscemi – Boardwalk Empire (2009)
  • Bryan Cranston – Breaking Bad (2008)
  • Michael C. Hall – Dexter (2006)
  • Jon Hamm – Mad Men (2007)
  • Hugh Laurie – House (2004)
En iyi Performans Kadın Oyuncu : Drama (Tv)
  • Julianna Margulies – The Good Wife (2009)
  • Elisabeth Moss – Mad Men (2007)
  • Piper Perabo – Covert Affairs (2010)
  • Katey Sagal – Sons of Anarchy (2008)
  • Kyra Sedgwick – The Closer (2005)
En iyi Erkek Oyuncu (En iyi Mini-Dizi)
  • Scott Caan – Hawaii Five-0 (2010)
  • Chris Colfer – Glee (2009)
  • Chris Noth – The Good Wife (2009)
  • Eric Stonestreet – Modern Family (2009)
  • David Strathairn – Temple Grandin (2010) (TV)
En iyi Yardımcı Kadın Oyuncu (En iyi Mini-Dizi)
  • Hope Davis – The Special Relationship (2010) (TV)
  • Jane Lynch – Glee (2009)
  • Kelly Macdonald – Boardwalk Empire (2009)
  • Julia Stiles – Dexter (2006)
  • Sofía Vergara – Modern Family (2009)


______________________________________

kaynak: egemenCe

16 Kasım 2010 Salı

Haluk Levent - Karagöz ve Hacivat (2010)

1. Zifiri
2. İki Engel
3. Bazı Günler (Şehit)
4. Seni Görmem Lazım
5. Kürdi
6. Sürgün 1 (Haydar Haydar)
7. Sürgün 2 (Ötme Bülbül)
8. Şehrimden Şehrine
9. Filistin
10. O Kendini Biliyor
11. Gürkan
12. Nenni
13. Sevgi Üşümez
14. Kral Çıplak
15. Srebrenitsa

~

Tüm Müzik Marketlerde

23 Ekim 2010 Cumartesi

Nene Hatun: Aziziye

http://img01.imgsinemalar.com/images/afis_buyuk/n/Nene-Hatun-Aziziye-1286046816.jpg
"Üniversite Kız kayak takımı 2011 Kış olimpiyatlarına hazırlık çalışmalarını sürdürmektedir. İçlerinden bir vardır ki bölgenin kızı olması nedeni ile bu spora oldukça yatkındır ve ondan çok şey beklenmektedir. Suna okuldaki başarısı ve kişisel özellikleri ile de herkesin takdirini toplamaktadır, fakat tam bu sırada büyük bir talihsizlik yakasına yapışır, abisi ölümcül bir hastalığa yakalanmıştır ve hayattaki her şey altüst olmuştur. Hocası bu problemin üstesinden gelmesi için Sunaya NENE HATUNu örnek gösterir. En umutsuz durumda bile mücadeleye daha azimli şekilde devam etmenin hayata tutunmak ve başarıya ulaşmak için en doğru yol olduğunu anlatır."

Yönetmenliğini Avni Kütükoğlu'nun üstlendiği Zeki Alasya, Murat Akkoyunlu, Levent Ülgen, Irmak Ünal ve Nuri Alço'yu bir araya getiren yapım 29 Ekim'de bizlerle buluşuyor. Tüm sinemaseverlerin dikkatine...

Kaynak: egemenCe , sinemalar

30 Ağustos 2010 Pazartesi

62. Emmy Ödülleri

29 Ağustos Pazar günü akşamı (bizde pazartesi sabahı ), talk şovcu Jimmy Fallon'ın sunumuyla gerçekleşen gecede 62. Emmy Ödülleri'nin sahipleri belli oldu.

En İyi Drama Dizisi:
•Breaking Bad
•Dexter
•Lost
•The Good Wife
Mad Men
•True Blood

Drama Dizisi, Yönetmenlik:
• Breaking Bad
Dexter
• Lost
• Mad Men
• Treme

Drama Dizisi, En İyi Erkek Oyuncu:
Bryan Cranston (Breaking Bad)
•Michael C. Hall (Dexter)
•Jon Hamm (Mad Men)
•Hugh Laurie (House)
•Kyle Chandler (Friday Night Lights)
•Matthew Fox (Lost)

Drama Dizisi, En İyi Kadın Oyuncu:
•Glenn Close (Damages)
•Connie Britton (Friday Night Lights)
•January Jones (Mad Men)
•Mariska Hargitay (Law & Order: Special Victims Unit)
Kyra Sedgwick (The Closer)
•Julianna Margulies (The Good Wife)

Drama Dizisi, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu:
Andre Braugher (Men of a Certain Age)
Aaron Paul (Breaking Bad)
Michael Emerson (Lost)
John Slattery (Mad Men)
Martin Short (Damages)
Terry O'Quinn (Lost)

Drama Dizisi, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu:
Rose Byrne (Damages)
Christine Baranski (The Good Wife)
Archie Panjabi (The Good Wife)
Elisabeth Moss (Mad Men)
Christina Hendricks (Mad Men)
Sharon Gless (Burn Notice)

En İyi Komedi Dizisi:
•Nurse Jackie
•Curb Your Enthusiasm'
•30 Rock
•Glee
•The Office
Modern Family

Komedi Dizisi, Yönetmenlik:
Glee (İki adaylık)
• Modern Family
• Nurse Jackie
• 30 Rock

Komedi Dizisi, En İyi Erkek Oyuncu:
•Alec Baldwin (30 Rock)
•Tony Shalhoub (Monk)
Jim Parsons (The Big Bang Theory)
•Steve Carell (The Office)
•Matthew Morrison (Glee)
•Larry David (Curb Your Enthusiasm)

Komedi Dizisi, En İyi Kadın Oyuncu:
•Julia Louis-Dreyfus (The New Adventures of Old Christine)
•Amy Poehler (Parks and Recreation)
Edie Falco (Nurse Jackie)
•Tina Fey (30 Rock)
•Lea Michele (Glee)
•Toni Collette (United States of Tara)

Komedi Dizisi, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu:
Eric Stonestreet (Modern Family)
Neil Patrick Harris (How I Met Your Mother)
Chris Colfer (Glee)
Jon Cryer (Two And A Half Men)
Ty Burrell (Modern Family)
Jesse Tyler Ferguson (Modern Family)

Komedi Dizisi, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu:
Jane Lynch (Glee)
Kristen Wiig (Saturday Night Live)
Sofia Vergara (Modern Family)
Jane Krakowski (30 Rock)
Holland Taylor '(Two and A Half Men)
Julie Bowen (Modern Family)

En İyi Tv Filmi Adayları:
• Endgame
• Georgia O'Keefe
• The Special Relationship
Temple Grandin
• Moonshot
• You Don't Know Jack

En İyi Erkek Oyuncu ,TV Filmi/Minidizi:
• Jeff Bridges (A Dog Year)
• Ian McKellan (The Prisoner)
• Dennis Quaid (The Special Relationship)
Al Pacino (You Don't Know Jack)
• Michael Sheen (The Special Relationship)

En İyi Kadın Oyuncu, TV Filmi/Minidizi:
• Joan Allen (Georgia O'Keefe)
Claire Danes (Temple Grandin)
• Hope Davis (The Special Relationship)
• Judi Dench (Return to Cranford)
• Maggie Smith (Capturing Mary)

Yardımcı Erkek Oyuncu, TV Filmi/Minidizi:
• Michael Gambon (Emma)
• Patrick Stewart (Hamlet)
• Jonathan Pryce (Return to Cranford)
David Strathairn (Temple Grandin)
• John Goodman (You Don't Know Jack)

Yardımcı Kadın Oyuncu TV Filmi/Minidizi:
• Kathy Bates (Alice)
Julia Ormond (Temple Grandin)
• Catherine O'Hara (Temple Grandin)
• Brenda Vacarro (You Don't Know Jack)
• Susan Sarandon (You Don't Know Jack)

26 Ağustos 2010 Perşembe

Dance Music (2010) (40 Top Hot Tracks of the Year)

http://i33.tinypic.com/2agl20w.jpg

Album: Dance Music 2010 (40 Top Hot Tracks of)
Genre: Dance
Tracks: 40
Quality: VBRkbps / 44.1kHz / Joint-Stereo
Encoder: LAME 3.97 V2: preset standard
Year: 2010
Size: 401,8 MB
Release-Date: 12 August 2010


01 Super House Brotherz – Bad Touch (Dance Music 2010 Intro Mix)
07:00
02 Pete Pride – Piano Killer (Swedish Bass Mix) 05:52
03 Super House Brotherz – Shine on Me (French House Edit) 03:51
04 Wallengard Tranceforce – Train Surfing (Ao Mix) 11:38
05 4 Reasons – H.E.A.V.Y (4 Reasons Clubmix) 04:02
06 Super House Brotherz – Elevator to the Top (Move Your Ass Mix)
05:55
07 Anny Kid – I See Trough You (Disco House Mix) 04:10
08 DJ Plasmathree – Jack it (Instrumental Edit) 03:07
09 Dave French – Superior (Shiny Vocal House Mix) 06:29
10 DJ M.I.C – Desire for Funk (Oldschool Funky Mix) 06:28
11 Tekk Nights – Railgun (Electro Tech Mix) 05:31
12 Super House Brotherz – Shotgun (Electro Clubmix) 07:31
13 Minimal Likes – Magnum (Minimal DJ Elec Edit) 06:03
14 Progressive M – Rome (Real Hard Mix) 08:10
15 Blitzlicht – Der Schwarm (Tech House Edit) 06:47
16 The Land of Thor – Pushing it (Clubmix) 06:26
17 Minimal Likes – Crimson Flames (Firey Tech Edit) 06:55
18 Arsenal of Groove – Grenade (Arsenal Clubmix) 07:14
19 She DJ Germane – Das Honig Kuchen Pferd (Electro House Mix) 08:45
20 Sir Leon – Only with Your Hand (Minimal House Mix) 06:10
21 DJ Manuel Wirth – Man-U-El (Hospital Mix) 03:20
22 Erste Schritte – Der Hampelmann (Short Mix) 02:02
23 Mr Plattner – Flat Plot (Original Mix) 05:40
24 Goldmember007 – Agressive Progressive (Original Mix) 07:07
25 John Blak – Time to Be Defensive (Black Mix) 06:21
26 Dave French – Elevate Me (French Club Mix) 05:57
27 Jack Da Bass – One Time Ahead (Ultra One Mix) 05:54
28 Sir Double D – Down the Funky Road (Original Mix) 03:15
29 Atc – Ayla 3 (DJ Diver Edit) 05:23
30 Liquid Dreams – Illusionary World (Liquid Mix) 06:20
31 Tiestuno and Cosmico – Dreamshore 2010 (Cosmic Mix) 05:44
32 DJ Silvergate – Contact by Satellite (Silvergate Mix) 05:46
33 Swedish Trance Organisation – Xcon (Sequencer Edit) 04:24
34 Olsson – Still Got it (Special D. Mix) 09:16
35 Safari 202 – A Million Seconds (Plasmatic Clubmix) 07:30
36 Rynor – Freedom (Mixer Mix) 03:38
37 Zforce – Bright Light (Original Mix 03:12
38 Ordnung II – Twilight (DJ Ta No Mix) 03:52
39 Mr. Daniel Zero – Loving Your Mind (Mind X Club Mix) 03:32
40 DJ Plasmathree – Where Waterfalls Begin (Ao Mix) 10:26*

hotfile :
http://www.google.com/url?sa=D&q=http://hotfile.com/dl/62665411/245e279/VA.Dance.Music.2010.part1.rar


http://www.google.com/url?sa=D&q=http://hotfile.com/dl/62666200/1956e96/VA.Dance.Music.2010.part2.rar

**
fileserve :

http://www.fileserve.com/file/Xghdf3Q/VA.Dance.Music.2010.part1.rar


http://www.fileserve.com/file/5XREB3s/VA.Dance.Music.2010.part2.rar

17 Ağustos 2010 Salı

Bir Şiir

Yarı Gece

Boğaziçinin ufak bir iskelesinde
Dolaştığım geceler oldu
Yorgun, uykulu bir kızdı bu
Son vapur yolcuları içinde.

Araya başka denizler girdi
Başka denizler attı beni başka uzaklara
O tarihten tam beş sene sonra
Gene oradayım şimdi.

Söylesem inanmazlar, söylemiyorum
Her gece gene o kız çıkmakta son vapurdan
Tıpkı eskisi gibi karanlıklarda kaybolan
Bu gölgeye hayaldeyim siz olun da
Gözümle görüyorum, hayal diyemiyorum.

Sular bir şıpırdadı kıyı boyunda
İşte gene son vapur, çekti gitti önümden
Arkamdan bir kız geçti
Adımlarının sesinden tanıdım: Uykulu,
Yorgun da.

Geçen bu genç kıza desem ki:
Bir haber ver hayatından, verir mi?

Behçet Necatigil

2 Ağustos 2010 Pazartesi

Winamp PRO


WinXP/Vista/Win7 | Winamp PRO 5.581 Build 2985 Multilanguage | 14.51Mb

Winamp en kaliteli ve en popüler medya oynatıcılarından biri.

Program formatları MP3, OGG, AAC, WAV, MOD, XM, S3M, IT, MIDI ve video türleri (AVI,ASF,MPEG,NSV) dosyaları ile çalışmalarına izin vermesi, yetenekli ayarları ve parametrelerin bir çok sayıda değişen skins, iyi bir görüntüleme modülü, bir medya kütüphanesi gibi ozellikleri vardır.

Uygulama, bilgisayarınızdaki tüm medyayı organize etmenin ve oynatmanın ve çevrimiçi müzik mağazasından alışveriş yapmanın keyfini çıkarmanıza imkan sunuyor. Winamp, kişiselleştirilebilir arayüzleri ve uyumlu ekleriyle diğer medya oynatıcılarından hep bir adım ileride olduğu iddia edildi. Program pro sürümüdür, Türkçedir ve tam sürümdür...

Winamp, Nullsoft tarafından 1999 yılında AOL(American Online) şirketindenaçık arttırma ile satın alındı ve geliştiricileri tarafından yeni özellikler eklenerek bugüne kadar getirildi. Winamp'te halen AOL izleri göze çarpıyor. Örneğin son sürümler, AOL Music Now(AOL'un çevrimiçi müzik mağazası), In2TV(AOL'un tekrar açılan çevrimiçi TV kanalı) ve AOL Radio gibi
özellikler üzerine kurulu bulunmaktadır.

Winamp, arayüzü eklenebilir ve çıkarılabilir paneller içeriyor. Bunlardan başlıcaları kontrol tuşları, ortam kitaplığı, çalma listesi editörü ve video oynatma penceresidir. Bu çoklu paneller, Windows Media Player ve iTunes kullanıcılarını, Winamp'e çekmeyi hedefliyor.

Winamp, bedava olmasına rağmen birçok özelliği barındırıyor. Ana kontroler üsttedir ve o anda çalınan şarkıyı gösterir. Program 10 band ekolayzır ve bu ekolayzırı özelleştirmek için araçlar içermektedir. Ortam kitaplığı, ekolayzırın hemen altında bulunur ve çevrimiçi ses, video dosyaları, çalma listeleri gibi lokal içeriğe ulaşmanızı sağlar. Ortam kitaplığının altında sanatçının internetten alınan biyografisi ve albüm hakkında bilgi de gösterilmektedir. Ortam kitaplığı paneli, ücretsiz ve inanılmaz çeşitlilikte medyaya erişim sağlar. Ayrıca canlı radyo dinlemenize de olanak sağlar.


Winamp'e eklenen AOL Music Now çevrimiçi mağazasında 2 milyondan fazla şarkının kataloğu da bulunmaktadır. Music Now mağazasına, Winamp tarayıcısından erişiliyor ve şarkı Winamp'te çalınıyor. Winamp, başka bir müzik mağasına erişimi maalesef desteklemiyor. Programın ücretsiz Internet TV özelliği sayesinde, müzik videolarını ve canlı konserleri
izleyebilirsiniz. Diğer göze çarpan özellik ise görsel öğe kolekisyonu. Görsel öğeler, müziğinizi bir devinimle izlemenizi sağlar.

Özellikler;

  • Basit kontroller: Çal, duraklat, durdur, sonraki şarkı, önceki şarkı, yeni şarkı seç
  • Analizer ve osiloskop yapı
  • Şarkı bilgisi: Yazar, başlık, bit hızı, örnek şarkı oranı, zaman vb.
  • Ek kontroller: Pozisyon kaydırıcı, denge, ses, ekolayzır, şarkı listesi, karışık çalma ve tekrar çalma
  • Fark edilmeyen "pencere gölgesi" modunda çalışma
  • Sürükle-bırak şeklinde şarkı listesi düzenleme
  • Yeni şarkı listesi oluşturma veya eskisini yükleme
  • ID3 editörü ile şarkı bilgilerini düzenleme
  • Başlığa göre veya dosya adına göre sıralama ya da karışık çalma
  • Şarkı listesi çalan şarkının süresini ve tüm listenin süresini gösterme

Burdan indirebilirsiniz...


28 Temmuz 2010 Çarşamba

National Geographic - Köpekler Hakkında Herşey Türkçe Dublaj


Mükemmel Bir Evcil Hayvan Nasıl Yaratılır? Köpekler neden yeryüzündeki
diğer tüm canlı türlerinden daha çok çeşitlilik gösterir? Bu sorunun
yanıtı, insanın en iyiye ve en güzele sahip olma tutkusunda gizli.

En yakın dostlarımız köpekler, genetik iyileştirme çalışmalarımız
sayesinde, ırk ve davranış açısından büyük bir zenginliğe sahip. Köpek
ırklarının çoğunun geçmişi sadece 150 yıl öncesine dayanıyor. Köpekler
Hakkında Her Şey, evrim süreci ve insanın "yaratıcı" rolünde
gerçekleştirdiği müdahaleleri anlatıyor. Bu filmde, dünyanın en iyi
koku alan köpeklerinin nasıl eğitildiğini, olimpiyat şampiyonlarının ortaya
çıkışını öğrenirken, mükemmel bir evcil hayvan yaratmanın öyküsünü
izleyeceksiniz.Dogo arjantin cinsi köpeklerde filmde yakından
incelenmiştir.

İndirme Linkleri:
http://hotfile.com/dl/56147357/0850be9/Nat.Geo.kpekler.part1.html
http://hotfile.com/dl/56140029/0dabe25/Nat.Geo.kpekler.part2.html

Paylaşımlar herhangi bir şifre istemez.

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Sağlıkta Fetişizm



FETİŞİZM, AMA SAĞLIKTA

Sağlıkta fetişizm demeden önce fetişizm kavramını tanımlamak gerekirse; fetişizm bütünün parçasına odaklanmak parçayı bütünü unuttururcasına sevmek, değer vermek, yüceltmektir. Fetişizm pek tabii ki genel bir kavramdır ve sağlık dışında pek çok alanlarda kullanılabilir.

Sağlıktaki fetişizm nedir peki, ne anlamalıyız bu öbekten? Sağlıkta fetişizme de birçok yönden bakabiliriz. Örnek vermek gerekirse, tüm canlıların sağlığını ele alalım. Bir filden bir fitoplanktona değin bütün canlıları. Bu canlılar âleminden insan sağlığını yüceltmek ona daha fazla değer vermek basit de olsa bir fetişizmdir. Burada biz insanız. Aynı şekilde insana değil de başka bir canlıya odaklansak başka bir fetişizm çeşidi karşımıza çıkacaktı.

İnsan sağlığını tehlikeye sokacak hastalıklar arasında önemli - önemsiz ayrımı yapılabilmektedir. Bunlar insan üzerindeki etkileri ve meydana getirdikleri klinik tablolara göre sınıflandırılabilirler. Bu sınıflamanın önem sıralamasında en üstte yer alanı genelde halk arasında en fazla duyulanı, bilineni ve korkulanı olmaktadır. Görüldüğü gibi fetişizm korku, çekinme gibi daha negatif duyguların yoğunlaşması şeklinde de sağlık üzerinde etkisini gösterebilmektedir.

Sağlık sisteminde de fetişizm izlerine rastlamak mümkün. Bir ara çok yaygın bir hastalık olan vereme karşı, dikkat çekici bir biçimde organize edilmiş “verem savaş dispanserleri” buna iyi bir örnektir. Yine insan sağlığı üzerindeki çeşitli ihtisaslaşmalar ve bu ihtisaslaşmaların sağlık sistemi üzerine yansımaları da verilebilecek örneklerdendir. Kardiyoloji, cerrahi gibi ihtisas alanları halk tarafından daha yukarıda tutulan alanlardır. Kardiyolojide yatan bir hastanın hafif bir hastalıktan ötürü orada bulunmadığı, durumunun ağır olduğu halk tarafından bilinir.

İnsan sağlığındaki ihtisaslaşmanın şüphesiz birey düzeyinde de bir pratiği olacaktır. Bir kişinin beyninin bir kısmının hasar görmesi ile küçük parmağının distal kısmının kopması elbet farklı olacaktır. Ya da bir insanın, olmasa daha iyi ama koluna veya kalbine bir zarar geleceği bilinse ve bu şahsın tercihi sorulsa, ondan “koluma bir şey olmasın kalbim durursa dursun” gibi bir cevap almayız. O doğal olarak kalbini sakınacaktır. Kalp insan sağlığının merkezi konumundadır ve olmaması insan yaşamının da durması anlamına gelmektedir.

İnsan uzuvları, bu mekanizmalara benzer şekilde fetişizmin kapsamına girebilir. İnsanın çeşitli bölgeleri uğraştığı işe göre farklı değerlere tabi olacaktır. İşçi için kolu ne kadar önemlidir? Bir futbolcunun ayağı her şeyidir. Bir spikerin dili, ağız sağlığı; ya bir maratoncunun bacağına ne demeli?

İnsanların meslekleri bazen birçok hayatın dahi önüne geçebiliyor. Evet, insan sağlığı...
Bütün insanlar sıhhi açıdan eşittir. Aynı muamele gösterilmelidir. Lakin akşam haberlerini izleyen bir aile trafik kazasında hayatını kaybeden tanımadığı bir gençten ziyade ülkesinin cumhurbaşkanı ya da başbakanının ağır bir ağır bir hastalığa yakalanması haberini hatırlar. O daha derin bir etki yaratmıştır ailede. Buna benzer şekilde toplum tarafından örnek alınan bir sanatçının sağlığının bozulması halkın üzüntü içine girmesine neden olabilir.

Madem sağlıktan bahsediyoruz, sağlıkta fetişizmden bahsediyoruz, doktorlar bu işin en önemli rol sahiplerindendir. Doktorlar, hastalarının şikâyetlerinden yola çıkarak bir hastalık teşhisinde bulunurlar ve hastalık net bir şekilde doğrulandığında tedaviye başlar. Elbette bunu tamamen kendi iktidarlıklarında yapmazlar. Hastanın düşüncelerine, kararlarına saygı duymak zorundadırlar ve onların rızasını almadan hiçbir müdahaleye girişmemelidirler. Bazen doktorların inisiyatifleri de söz sahibi olabiliyor. Bir cerrahi operasyon sırasında hastanın “o kılcalı sakın kesme, öbür taraftaki daha uygun” demesini beklemeyiz. Hastanın kararı en fazla o operasyonun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği yönündedir. Doktor, orada en az zararla o müdahaleyi yapması gerektiğini bilir.

Bir olayı öne çıkarmak, diğer faktörleri önemsiz kılmak yoluyla da gerçekleşebilir. Bir şeyi kurtarmak için bazı şeylerden vazgeçmek gibi. Doktorların tedavilerinde az tehlikeli olarak görülen bir bölge tabii ki önemsiz değildir fakat kurtarılacak olan bölgenin önemi bunları düşünmeyi dahi baskılayabilir. Aortu kurtarmak adına mühimmiyeti daha az birkaç damardan vazgeçebilir bir doktor. Ne ilginç, burada bile fetişizm yok mu aslında?

Fetişizm hayatımızda. Çevremizde, içimizde… Önemler, el üstünde tutmalar, uğruna vazgeçişler, olmazsa olmazlar, fetişizmin ta kendisi. Peki sağlıkta. Tüm bunlarla iç içe olabilen sağlıkta, yapılan her şey sağlık adına olduğundan az fayda veya çok fayda söz konusu olacaktır. Yanlış bir odaklanma belki fayda sağlamayacaktır ama zararından da nihayetinde bahsedilmeyecektir. Bunlar sağlık gibi herkesin faydalanabileceği, çıkarının olacağı alanlarda böyle olabilmektedir. Diğer pek çok alanda gözümüze çarpan fetişizmin örnekleri doğal olarak hep doğru değil, hatta birçoğu yanlış. Bir şeyin parçasına bakmak, onla haşır neşir olmak onun aslından uzaklaştırır bizi. Fotoğrafın bütününe bakmak - bakamamak gibi, güzelliklerin içinde kaybolup o güzelliklerin sahibini görememek gibi…

Egemen Cengiz

Copyright © Tüm hakları saklıdır (All rights reserved)

Futbol ve Beslenme



FUTBOL VE BESLENME

Egemen Cengiz *
ÖZET

Futbolcuların cinsiyetlerine göre sırasıyla kadın-erkek olarak 3500-5000 kcal/gün enerji almaları gerekmektedir. Bu enerjinin %65-70 ini karbonhidratlar, %20-25 ini yağlar ve %15-20 sini proteinler oluşturmalıdır. Günlük total enerjilerini 7 öğün/gün şeklinde almaları önerilmektedir. Maç öncesi, maç sırası ve sonrasında uygun sıvı alımına dikkat edilmelidir.
GİRİŞ

Futbol 90 dakika süreli orta ve yüksek yoğunlukta, kısa ve uzun süreli fiziksel aktivitelerden oluşan ayrıca taktik, teknik beceri içeren bir sportif aktivitedir. Kas aktivitelerinde aerobik ve anaerobik enerji transfer sistemleri aktivitenin süre ve yoğunluğuna göre kullanılmaktadır. Bu sebeplerle futbolcu beslenmesi önemlidir.
GELİŞME
Her bir takımın 1+10 şeklinde 11 kişiden oluştuğu ve ayrılan bu bir oyuncunun(kaleci) dışında hiçbir oyuncunun topa elle müdahale edemediği, iki takım arasında oynanan sportif bir oyun olan futbol Bir sokak köşesinden dünyanın en gelişmiş stadyumlarına kadar oynanacak yer bulmuş, müthiş bir taraftar kitlesine ulaşmış ve birçok insanın hayatının olmazsa olmazı olmuştur. Dolayısıyla bu kadar sevilen bir oyun egzersiz yapmanın da harika bir yolu olmuştur. Her yaşa hitap edip hem kadını hem de erkeği içine alır. Fakat daha profesyonel anlamda futbol doğal olarak daha ayrıntılıdır ve tam manada profesyonelliği gerektirir. Futbolcular maç içerisinde yaklaşık 11 km civarında koşmaktadır. Dolayısıyla dayanıklılık antrenmanları, esneklik çalışmaları, hız egzersizleri ve beslenme gibi faktörler taktik ve teknik becerilerin yanında önem arz eder.
Futbol için enerji kaynaklarında temel olarak karbonhidratlar ve yağlar göze çarpıyor. Alpaslan Gençay(2) bu konuyla ilgili olarak şöyle söylüyor; düşük seviyedeki egzersizlerde vücut aerobik çalışır ve enerjinin çoğunu yağlardan karşılar. Egzersizin şiddetinin artması karbonhidratları daha fazla önemli kılar. Egzersiz daha da artarsa vücut aerobik düzenin devamı için oksijenin yetmediği bir nokta devreye girer. Bu minimum oksijen kullanım seviyesi anlamına gelir. Bu nokta öncesinde enerji sadece karbonhidratlardan anaerobik olarak sağlanabilir. Anaerobik mekanizma hızlıca karbonhidratı eritirken bir yandan da laktik asit meydana getirir. Mesela bunun için takımıyla birlikte hücuma çıkarken depar atan futbolcu örneğini verebiliriz. Bu depar sırasında anaerobik enerji oluşumu devreye girmiştir. Depar sonrası dönüşlerde ve hazırlık pasları esnasındaki top sürmelerde yapılan hafif koşularda ise aerobik enerji oluşumu devreye girmektedir. Aerobik antrenmanlar daha fazla oksijenin kaslara geçmesini böylece maksimum oksijen kullanım seviyesinin artmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla enerji aerobik olarak daha fazla oluşabilmektedir. Zaten bu yüzden antrenmanlı birisi antrenmansıza göre daha az eforla egzersiz yapabilmektedir. Antrenmanlı kasın glikojen depolama kapasitesi artıyor. Eğer glikojen olmazsa yağlardan enerji sağlamaya itiliyor. Yağlar daha düşük seviyeli egzersizlerde kullanıldığından futbolcu yavaşlamak zorunda kalabiliyor.
Futbolcular maç ve antrenman süresince saatte 500–1000 kalori harcıyor ve bu günlük ortalama 3500–5000 kaloriyi buluyor. Turnuvalarda ve kamplarda futbolcuların beslenmeleri çok önemlidir. Bu süresi uzun etkinliklerde enerji eksikliği ya da fazlalığı yağ ve kiloya bakılarak anlaşılır. Bazı futbolcuların kendi bünyelerine göre kilo fazlalıkları olabilir. Bu fazlalıkların azalması adına haftada yarım kilogramlık ağırlık kaybı önerilir ve bu o şekilde azalmayı sağlayacak belenme programıyla gerçekleşir.
Futbolcuların beslenmelerinde enerji sağlayan besin komponentlerini daha yakından incelersek; mesela karbonhidratlar…
Karbonhidratın 1gramı 4 kalorilik enerji sağlayabilmektedir. Ağır bir egzersiz sırasında ve öncesinde karbonhidrat seviyelerindeki artış dayanıklılığı artırmaktadır. Dolayısıyla ağır egzersizlerde karbonhidrat futbolcu için çok mühimdir. Ayrıca Diyetisyen Doktor Aylin Hasbay’a göre(3) düşük karbonhidrat seviyesiyle futbol oynamaya devam etmek yaralanma ve sakatlık olaylarında artışa da yol açabilmektedir. Kaldı ki enerjinin % 65-70i karbonhidratlardan sağlanıyor. İşte bu sebeple futbolcular karbonhidrata yönlendirilmelidir. Bunun için glisemik indeks seçilir. Glisemik indeks; 50 gr karbonhidrat içeren besinin kandaki glikozda ve insülinde meydana getirdiği artıştır(4). Futbolcular bu şekilde kendilerine uygun glisemik yiyeceklere yönlendirilebilir.
Alpaslan Gençay’a göre(2) karbonhidrat alımının ezersiz zamanıyla olan ilişkisi de önemlidir. Egzersizden bir saat önce alınırsa bu kişinin kilosu başına 1–2 gram şeklinde olmalıdır. 4 saat önce alınırsa kişinin kilosu başına 5 gramlık alım tercih edilmelidir. Egzersiz süresince yapılan karbonhidrat alımlarında 30 dakikada bir 25 gramlık alım dayanıklılık testlerinde yorgunluğu geciktirir. Egzersiz sonrası toparlanma dönemlerinde ise karbonhidrat alımı azalan glikojen depolarını yeniden doldurmaktadır. Oyuncular oyun biter bitmez karbonhidratlara yönlendirilirse glikojen depolarının yerine konması için çok iyi bir zaman değerlendirilmiş olur.
Enerji artışlarında yağ alımı önemlidir ancak karbonhidrat alımını artırmak için yağ alımı azaltılmak zorundadır. Yağ tüketimi enerjinin % 30’unu (% 10’undan azı doymuş yağlardan) kesinlikle aşmamalıdır. Futbolcular için önerilen bu oran % 20-25’tir. Zaten yağın 1 gramı 9 kalorilik enerji anlamına gelmektedir. Yine futbolcular için önerilen vücut yağ oranlarına bakarsak bu erkek-kadın hatta çeşitli mevkilerde oynayan futbolculara göre dahi değişebilmektedir. Örneğin erkek defans için 6–8, orta saha için 13-15’lik yüzde idealken; kadında bu oranlar sırasıyla 8–10 ve 15–20’lik yüzdelere tekâmül etmektedir(4).
Proteinlere gelirsek, kadın oyuncuların protein gereksinimleri daha azdır. Dayanıklılık egzersizlerinde de daha az protein kullanırlar. Futbolcularda önerilen protein alımı, günlük enerjinin % 12-15’ini karşılaması yönündedir. 1 gramı 4 kalorilik enerji sağlayan protein yeni dokuların yapısına katılır ve depolanmaz. Fazlası yıkılıp yağa çevrilir. Yine proteinlerin karbonhidratla ilişkisi de önemlidir. Egzersiz yapılırken glikojen depolarının yeterli veya yetersiz oluşuna göre proteinden sağlanan enerji gereksinimi değişecektir. Ancak tavsiye edilen protein alımı kilo başına 1,5 gram civarındadır. Alınan protein kalitesinin de yüksek olması gerekir. Kas dokusu proteinden meydana geldiği için proteinin ayrıca bir önemi vardır. Ancak bu “fazla protein, fazla kas gelişimi” anlamına gelmez. Buna ilaveten tehlikeli dahi olabilir.
Beslenmesine dikkat eden ve dengeli beslenen futbolcular vitamin ve mineral gereksinimlerini çok rahat karşılarlar. Bu tüm insanlar için de geçerlidir. Ancak kamplara veya uzun süreli etkinliklere katılan futbolcularda vücut içerisinde çeşitli görevlerde bulunan vitamin ve minerallerin uzman kontrolünde alınması sağlanabilir. Yine, kansızlığı olan bir futbolcunun uzman denetiminde demir alması sağlanabilir. Futbolcular fazla terlediklerinden sodyum potasyum gibi mineralleri bu terleme esnasında kaybedebilirler. Sadece bu şekilde kayıp olmaz. Protein metabolizmasına olan yüklenişin de sıvı ve kalsiyum kaybına neden olduğu bilinmektedir. Buna ek olarak fazla alımlar da tehlikelidir. Yağda eriyen vitaminler olarak bilinen A,D,E,K gibi vitaminlerin alımındaki artışların toksik sonuçları belirlenmiştir. Futbolcuların beslenmeleri düzenlenirken ana faktörler karbonhidrat, yağ, protein olmalıdır. Bunlarda meydana gelen pozitif değişimler gerek vitamin gerekse mineral alımını artırır. Zaten yalnızca vitamin ya da mineral alımı tavsiye edilmemektedir(1,5).
Futbolcuların hat safhadaki fizyolojik aktivitelerinden dolayı vücut ısıları yükselir ve vücut bu yükselmeyi önlemek için terleyerek ısı kaybeder. Bu terleme sıvı ve elektrolit kaybına yol açmaktadır. İnsan vücudunun % 60’ını oluşturan suyun % 20 sinin bile kaybedilmesi beraberinde ölümü getirebilir. Sıcak havalarda oynanan maçlar da bu açıdan önemlidir. Nitekim bu tip karşılaşmalarda hayatını kaybeden futbolcu örnekleri mevcuttur. Oyun esnasında karbonhidrat da ihtiva eden sıvı alımları futbolcu performansında gözle görülebilir performans artışlarına yol açmaktadır. Aylin Hasbay’a göre(3) sporcu içecekleri bu sıvı alımlarında kesinlikle önerilmektedir. Nitekim kaybedilen sodyum, potasyum gibi mineralleri ihtiva etmesi, içimindeki kolaylık nedeniyle sıvı tüketimini artırmaları,6-8’lik yüzdeyle içerdikleri karbonhidrat sayesinde emilimlerinin kolay olması, ek olarak idrarla sıvı kaybını azaltması gibi faktörleri sporcu içeceklerini bu alanda bir adım öne çıkarmıştır. Ancak bu niteliklere sahip sporcu içecekleri dururken, futbolcuların enerji içeceklerine yönelmesi son derece yanlış olacaktır.
Bu sıvı alımıyla ilgili olarak başka önemli şeyler de var. Kaybedilen sıvı müsabaka sonrası kesinlikle geri alınmalıdır. Kaybedilen bu sıvı miktarı genelde maç öncesi vücut ağırlığıyla, maç sonrası vücut ağırlığı arasındaki fark kadardır(4). Futbolcular sıvı kayıplarının sadece % 50’sini geri alımla karşılayabildiklerinden susama hissi bu konuda yanıltıcıdır ve kaybedilen sıvının yüklenmesi için yeterli değildir. En tutarlı yol egzersiz sırasında kaybedilen vücut ağırlığı başına 1 litre kadar sıvı ya da su takviyesidir.
Tüm bunlara dayanarak futbolcuların beslenmelerine baktığımızda onlar için doğru, nitelikli ve zamanlı beslenme çok ama çok önemlidir. Haliyle futbolcuların beslenmeleri diğer insanlar gibi olmayacaktır. Öğün sayılarında artışlar olacak, ara öğünler devreye girecektir. Bu ara öğünlerden de ciddi enerji kazançları elde edebileceklerdir. Kahvaltıda, öğle ve akşam yemeklerinde günlük enerjilerinin ayrı ayrı %20-25’ini karşılarlarken ara öğünlerde yani kahvaltı ile öğle yemeği arasındaki, öğle yemeği ile akşam yemeği arasındaki, hatta akşam yemeğinden sonra gece yemeği diyebileceğimiz öğünlerde ve gün içi uygun bir zamanda yapılabilecek ve toplam öğün sayısını 7’ye çıkarabilecek ara öğünlerde %10–15 gibi önemli enerji kazançları sağlayabileceklerdir.
Beslenme ürünlerini seçerken kalitesi açısından markalı olup olmama ya da doping maddesi içerip içermeme gibi faktörler devreye girer. Bu seçimlerde bir uzmandan yardım almak çok doğru olacaktır. Aksi takdirde fayda sağlasın diye alınan bu ürünlerin zararlarıyla karşılaşabilir. Sadece biyolojik bir zarar değil ekonomik yönden de zarar söz konusudur.
Öneminden bahsettiğimiz futbolcu beslenmelerinde, spor hekimleri ve diyetisyenler büyük rol sahipleridir. Futbolda başarı sağlamanın yolu doğru ve uygun beslenmeden geçmektedir. Program hazırlamanın yanında spor hekimleri ve antrenörler futbolcusunun yeme içme alışkanlıklarını, sindirim sistemi problemlerini bilmeli ve sporcusunu iyi tanımalıdır.
SONUÇ

Spor hekimleri ( kulüp doktorları ) ve diyetisyenlerin kontrolünde teknik direktörle birlikte futbolcuya özellikle kişisel yani kişiye özel beslenme programı düzenlenmelidir. Bu programlar maçlar öncesi glikoz yüklenmesi ile daha da özel olmalıdır.


KAYNAKLAR

Ersöz G. Bayan Futbolcu, tff.org, 2006

Gençay A. Futbol ve Beslenme, Futbol antrenörlük kursu, 2002

Hasbay A. Futbolda besinsel takviyelerin kullanımı, 2006 – Kamp ve Turnuvalara Yönelik Beslenme Programı, 2007

Şakar Ş. Sporcu beslenmesi, Klinik Gelişim/Sporcu Sağlığı, Cilt:22, No:1, 2009

Ulusal Ortopedi, Spor ve Sağlık, Beslenme, ulusalortopedi.org, 2006
_____________________________________

* İstanbul Tıp Fakültesi

Bu makale bizzat kendim tarafından yazılmıştır.
Copyright © Tüm hakları saklıdır (All rights reserved)

Nüfusun Sağlık Üzerine Etkileri


NÜFUSUN SAĞLIĞI

Nüfusa sadece doğurganlıkla beraber insan sayısının artması olarak bakamayız. Nüfus başlı başına bir olgu, hatta kontrolü güç bir sistem biçimidir. Nüfus artışını artık bir çevre sorunu olarak görebiliriz.
Ne demek çevre sorunu? Biraz daha açalım, mesela birkaç çevre sorunu sıralayalım:

* İçme ve kullanma suyu
* Atıklar
* Gürültü
* Besinlerin sağlığa uygun hazırlanması ve tüketiciye sağlığa uygun biçimde iletilmesi
* Hava Kirliliği

Bunların nüfus artışıyla doğrudan ya da dolaylı ilişkili sorunlar olabileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bu sorunları düşünerek bir de insan nüfusunun artışına bakalım:

Sanırım bu sorunların ne halde olduğunu düşünebiliyoruz. Bunu gibi başka sorunlarda var elbette. Tüm bu sorunların dolaylı olmaksızın direkt insan sağlığına etkileri çok düşündürücü.
Mesela hava kirliliğini ele alalım. Hava o kadar kirletildi ki küresel ısınma denen insanlık faciası ortaya çıkıverdi. Dünya sağlık örgütünün tanımladığı meşhur sağlık kavramına tam manasıyla ulaşmak için havadan başlayarak tüm çevrenin halk sağlığı yararına denetim altına alınması ilk adımlardan biri olmalıdır.
10 Aralık 1948'de yayınlanan İnsan Hakları Evrensel Bildirisinde "Sağlık" temel bir kişilik hakkı olarak kabul edilmiştir. Dünya Sağlı Örgütünün o meşhur sağlık tanımındaki yaklaşıma uygun olarak, günümüz tıbbı, insanı, yaşamının ana rahmindeki ilk anlarından başlayarak, fiziksel, biyolojik ve toplumsal çevresiyle bir bütün olarak ele almakta ve onu yasamı boyunca korumayı amaçlamaktadır.
Çağdaş yaklaşıma göre tıp, koruyucu, iyileştirici ve esenlendirici (rehabilite edici) hizmetleri bir bütün olarak ele almalı ve her şeyden önce, insan sağlığına zararlı tüm etmenleri gidermeye çalışmalıdır.
Mesela bu meselelerle ilgili olarak Dünya Halk Sağlığı Dernekleri Federasyonu’nun bir yıllık kongresinde aldığı kararlar var.
Nüfus artışını, çevreye zarar veren teknolojileri, atık üretim ve kaynak tüketim düzeyini azaltmaya yönelik, endüstriyi kapsayan gelişim ilkeleri, teknoloji, istihdam, eğitim (özellikle kadınlar için), çocuk bakımı, aile planlama, yabancı yardım ve ticareti de içeren birleşik ulusal politikalar geliştirmeleri için teşvik etmesi,
Küresel fakirliği azaltma ve insan nüfusunun sınırlanması gibi zor sorunların, bütün fakir ve zengin ülkelerde insanlar arasında, hükümetler ve Sivil Toplum Kuruluşları arasında dayanışma ve kararlı eylem gerektirdiğini teyit etmesi gibi kararlar göze çarpıyor.

Türkiye'de nüfus cumhuriyet tarihi içinde, her 30 yılda bir ikiye katlanmıştır. Çok kısa bir zaman aralığına sığan bu artış, gerek dolaysız olarak, gerekse dolaylı biçimde, sağlıksız bir kentleşmeyi hazırlayarak, çevre sorunlarının temel demografik belirleyicisi olmuştur.
Nüfus artışına global yönden bakabileceğimiz gibi, lokal olarak da bakabiliriz. Bir bölge veya ilin nüfus artışı gibi. Burada da şüphesiz göç faktörü başta geliyor. Gerek kültürel gerek eğitsel, gerek maddi gerek düşünsel olarak kentler insanları kendine çekiyor. Köylerini kentleştiremediğimize göre gelişlerine de saygı duymak mecburiyetindeyiz.
Bir de kalkınmış ülke - gelişmekte olan ülke kavramları var. İnsanların hayallerini süsleyebilir bu gelişmiş ülkeler. Ona da saygı duymalıyız.
Dünya’daki insan toplulukların büyük bir çoğunluğu, kendi vatandaşlarına hala temiz su, sağlık tesisleri, yiyecek, barınma, iş ve sağlığı desteklemek için uygun eğitim sağlayamamaktadır.

Hızlı nüfus artışı, çok çocuklu aile ve aşırı doğurganlık terimlerinin üzerinde durduğumuzda bu üç terimin de aslında aynı olguyu betimlediğini görebiliriz. Fark ise soruna bakış açısıdır. Kadın fazla doğurduğundan aile çok çocuklu oluyor ve ülkenin nüfusu hızla artıyor. Bu nedenle nüfus sorununa sağlık açısından bakarken aşırı doğurganlık terimini kullanmak yerinde olur.
Sağlık ile aşırı doğurganlık arasındaki ilişkiye gelirsek; aşırı doğurganlık sağlığı hem doğrudan ve hem de dolaylı olarak etkilemektedir. Ailede çocuk sayısı ve doğumlar arası sürenin çocuk sağlığı üzerine etkisini gösteren çok sayıda araştırma yapılmıştır.

Aşırı doğurganlığın, özellikle sosyo-ekonomik koşulların iyi olmadığı durumlarda ana sağlığını olumsuz etkilediğine dair de çok yayın vardır.
Nüfusun hızlı artışının ekonomik gelişme üzerine olan olumsuz etkisinin sağlık üzerine de yansıması doğaldır. Gerçekten de sağlık ile ekonomik güç arasında genel bir ilişki vardır. Ancak çeşitli nedenlerle ortalamadan sapmanın çok belirgin örnekleri de vardır. Arabistan’da kişi başına gelir 7690 dolar, doğuşta beklenen yaşam süresi 53 yılken Srilanka'da kişi başına gelir 190 dolar, doğuşta beklenen yaşam süresi ise 69 yıl. Dünya Bankasının yıllık gelişme raporunda Srilanka'nın durumu şöyle açıklanıyor: "Srilanka'da beklenen yaşam süresi, eğitim düzeyi ve düşük doğurganlık, diğer fakir ülkeler ile kıyaslanırsa bir rekor olduğu görülür. Hükümet bunu son yirmi yılda milli gelirin yüzde onunu eğitim, sağlık ve beslenme programları için harcayarak sağlamıştır. Bu uygulama, bir bakımdan ekonomik büyümeyi yavaşlatmıştır. Milli geliri düşük olan diğer ülkelerde, milli gelir daha hızlı artmıştır. Ancak diğer düşük gelirli ülkelerde kişi başına düşen gelirin yüzde 1,4 artmasına karşın, Srilanka'da nüfus hızlı artmadığı için kişi başına gelirin yıllık artış hızı yüzde 2 olmuştur."

Nüfusun sağlık üzerinde etkilerine devam edersek, bilimsel araştırmalar göstermiştir ki, beslenme, konut durumu, eğitim ve çevre koşulları gibi faktörlerin kişinin sağlık düzeyi üzerine etkisi vardır. Aşırı nüfus artışının da bu faktörler üzerinde olumsuz etkisi vardır. Bu nedenle de aşırı nüfus artışı, makro düzeyde bir yönüyle sağlık sorunu da olmaktadır. Nüfus artışının sağlık hizmetlerine yaptığı etki üzerinde de durmak gerekir. Bir toplumda sağlık hizmetleri düzeyi sağlık insan gücü ve tesislere bağımlıdır. Sağlık hizmetini geliştirmek için kişi başına düşen sağlık personeli ve tesis sayılarını arttırmak esastır. Aşırı nüfus artışı az gelişmiş ülkelerde bu oranların halk yararına değişmesi için yapılan çabaların verimini büyük ölçüde düşürmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün incelemelerine göre son 20 yılda az gelişmiş ülkelerde doktor sayısı ikiye katlanmıştır. Buna karşılık, 10.000 kişiye düşen doktor sayısı 5,5 dan 7,9’a çıkabilmiştir. Bu ülkelerde nüfus artış hızı Avrupa ülkeleri düzeyinde olsaydı doktor oranı, aynı çaba sonunda 10.000 de 11 olurdu.
Bir misal de kendi ülkemizden verebiliriz. Ülkemizde 1927 yılında 3615 hasta yatağı vardı ve 3762 kişiye bir hasta yatağı düşüyordu. Bu oran 1980 yılında yatak başına 400 kişi oldu. 1927 ve 1945 yılları arasında nüfusumuzun ortalama artış hızı binde 18’di. Bu oran 1980 yılına kadar değişmese ve hastane yapımı aynı hızda sürdürülseydi; nüfusumuz 35 milyon ve yatak başına kişi sayısı 311 olacaktı.
Nüfusun sağlık üzerine etkisi, aile büyüklüğünün aile refahı üzerine olan etkisiyle de gösterilebilir. Bir ailenin refahı gelirine, paranın satın alma değerine ve ailedeki tüketici sayısına bağlıdır. Bu üç değişkenden ilk ikisinin değişmediğini ve ailede çocuk sayısının değiştiğini varsayalım. Örneğin aylık geliri 1600 YTL olan iki işçi ailesini ele alalım. Birinin 2 çocuğu diğerinin 8 çocuğu olsun. Birinci ailede kişi başına gelir 400 YTL ikinci ailede 160 YTL olacaktır. İkinci ailenin refah düzeyi ayda 640 YTL kazanan 2 çocuklu aile düzeyinde olacaktır. Bu nedenle az çocuklu ailelerin, kendi düzeylerinde olan çok çocuklu ailelere kıyasla, daha sağlıklı yaşama olanakları olacaktır.
Yıllardır aile planlaması denip duruyor. Geçenlerde başbakanımız da bir söylem de bulunmuştu.” Her aile üç çocuk yapsın “ gibi öneriler içeriyordu. Evet, aile planlaması yabana atılmaması gereken mühim bir konu.

Aile Planlamasında Doktor ve Diğer Sağlık Personeline de büyük iş düşüyor:

Aile planlamasının, her şeyden önce, bireylerin ve ailelerin sağlığını geliştirmenin bir aracı olması ve "ahlaki" sorumluluk gibi kavramlar bu büyük işin üstlenilmesindeki etkenlerden.

Doktor ve diğer sağlık personelinin hastalıkları denetim altına alıp insan ömrünü uzatmada gösterdikleri başarı, tarım toplumlarında ölümle doğum arasındaki doğal dengeyi bozmuş ve bu yoldan nüfus patlamasına neden olmuştur. Beliren dengesizliği gidermekte tek yol doğurganlığın denetim altına alınması olduğuna göre, doğurganlık denetim programlarının başarıya ulaştırılması görevi de ölümlerin kontrolünde nasıl olmuşsa yine doktor ve sağlık personeline düşer. Bu konuya da hastaları tedaviye verdikleri önem kadar önem vermek zorundadırlar. Ne yazık ki doktorların bu görevlerini benimsedikleri ve önderlik ettikleri ve sağlık personelinden oluşan ekibi bu yolda etkili bir biçimde kullandıkları söylenemez.

Doktor ve Sağlık Personelinin aile planlamasındaki görevlerini şöyle sıralayabiliriz:

* Ailelerin yetiştirebilecekleri kadar -besleyebilecekleri kadar sayıda- çocuk sahibi olma konusunda eğitilmeleri,
* Gebelikler arasında en az iki yıl aralık olabilmesi için loğusalık döneminden sonra etkin bir yöntemle korunma zorunluluğu konusunda eğitim, etkin çağdaş yöntemleri kabul etmeleri için eğitim,
* Uterus içi araç, oral ve zerk edilen kontraseptifler ve sterilizasyon yöntemleri ile korunmada klinik hizmet,
* İstenmeyen gebelikleri sona erdirme.

Tüm bunlardan sonra yazımı tatlı bir dille bitirmek istiyorum. Hani âşıkların sevdiğinden başka hiçbir şey umurunda olmaz ya. Bir ülkem aşığı da bunu şöyle dillendiriyor:

Dünya'nın nüfusu altı milyar...
Türkiye'nin nüfusu yetmiş beş milyon...
İstanbul'un nüfusu onbeş milyon...
Aydınlar nüfusu yirmi bin...
Kalbimin nüfusu bir...
Orada da sen yaşıyorsun...

KAYNAKLAR


1)Nüfus, Nüfus Hareketleri ve Göçler
Doç. Dr. Çağatay GÜLER
Zakir ÇOBANOĞLU
Birinci Baskı
Ankara -1994


2)Halk Sağlığı Açısından Ülkemizde Nüfus Artışı
Prof. Dr. Yakut Irmak ÖZDEN
İstanbul Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Baskanı


3)Prof. Dr. Nusret Fieşek'in Kitaplaşmamış Yazıları – II -www.ttb.org


4)Dünya Halk Sağlığı Dernekleri Federasyonu’nun 28. Yıllık Toplantısı’ nda Genel Kurulca,
Kabul Edilen 94–1 No’ lu Kararı (2 Mayıs 1994)



Egemen Cengiz

Copyright © Tüm hakları saklıdır (All rights reserved)

Egzersizde Kardiyovasküler Sistem

T.C.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ

İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ

İTF.jpg

KONU:

EGZERSİZDE

KARDİYOVASKÜLER SİSTEM

__________________________________

HAZIRLAYAN:

EGEMEN CENGİZ

İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ

________________________


EGZERSİZ ve KARDİYOVASKÜLER SİSTEM


Egzersiz kardiyovasküler sistem, solunum sistemi ve iskelet-kas sisteminin birlikte gerçekleştirdiği bir etkinliktir. İnsan organizması bu egzersizi yapmaya uygun biçimdedir.

Kardiyovasküler sistem elemanlarına santral ve periferik olarak kısaca göz atarsak;

Santral Dolaşım

1-kardiyak output

2-arteryel kan akımı

3-hemoglobin derişimi

Periferik Dolaşım

1-egzersize katılmayan bölgelere akım

2-kas kan akımı

3-kas kapiller yoğunluğu

4-O2 difüzyonu

5-oksijen değişimi

(2)



*Cinsiyet ve antrenman miktarından etkilenmez

*CaO2değişmez

*CvO2hiperbolik azalır

*Ca-CvO2hiperbolik artar

*5-6L/d CO --> 1L/d VO2


Egzersizde CO&VO2 lineer artışının nedenleri

1. Sino-atriyal nod’da erken fazda parasempatik uyarı, daha sonra sempatik aktivite

KVH artışı

2. SV (Stroke volume) artışı

(periferden gelen kan miktarının artması, antrenmanlı bireylerde daha yüksek)

Egzersizdeki yoğunluğun kardiyovasküler etkileri

CO artışı:

Kanın kaslara reditribüsyonu

Kas dolaşımında lokal vazodilatasyon

Mekanizma?

Lokal K, H, PO2, osmolarire, ısı, katekolamin, NO artışı

Vasküler sistemde “driving” basınç artışı

Sistemik kan basıncı artışı

Sempatik inervasyon

Lokal vasküler direnç artışı

Yine egzersiz ve kardiyovasküler sistemle alakalı olarak oksijen nabzını incelersek;

İlk olarak 1914’te Henderson ve Prince tarafından ortaya atılmıştır.

*Kalbin sistoldeki bir vurumuyla çıkan kan miktarına isabet eden oksijen tüketimi miktarına oksijen nabzı denir

*Bir dakikada absorbe edilen oksijenin o sıradaki nabız sayısına bölünmesiyle elde edilir

Oksijen nabzı ile iş yükü arasındaki ilişki incelenirse aynı işi yapan antrenmanlı bireyin antrenmansıza göre daha yüksek oksijen nabzına sahip olduğu görülecektir.

Egzersizin KVS e etkisi,

•Akut etki;

–Tek bir egzersize verilen cevap,

•Kronik etki;

–Bir süre yapılan düzenli egzersizler ile gerek egzersiz anında gerekse istirahatta KVS de görülen değişiklikler ve kazanılan kalıcı özellikler,

–Kronik uyum veya cevap olarak ta isimlendirilir.

KVS in egzersize cevap verme yolları

Egzersiz ile KVS de iki ana değişiklik oluşur.

1.Kardiyak output artışı

2.Kan akımının, kan dağılımının yeniden düzenlenmesi

Kardiyak output

•1 dakikada kalpten pompalanan kan miktarı.

Kardiyak Outputa etki eden faktörler?

•Kalp atım hızı

•Atım hacmi

(1)

Kardiyak Outputun Düzenlenmesi:

•Konun hesaplanmasındaki faktörlerde de görüleceği gibi Kalp atım hızı(KAH) ve Atım hacminden(AH) herhangi birisinin veyaikisinin birden değişmesiyle KO değişebilmektedir.

•KAH ve AH ise kişinin içinde bulunduğu fizyolojik duruma göredeğişebilmektedir.

KAH nın Kontrolü:

Normal KAH, Sinoatriyal (SA) nodunda oluşan potansiyeller tarafından düzenlenir.

•SA nodu dolayısıyla da KAH otonom sinir sisteminin ve bazı hormonların kontrolü altındadır.

•Sempatik stimülasyon KAH ı artırırken parasempatik uyarılma yavaşlatır.

•Az da olsa ayrıca kan ısısı, pH, iyon konsantrasyonları, hormonlar, sinirlilik, ağrı, egzersiz, ateş gibi otonomik kontrolün dışındaki faktörlerinde KAH üzerine etkileri vardır.

KAH artışına egzersizin etkisi:

•Egzersiz başlangıcından hemen önce veya egzersiz başlar başlamaz sempatik nöro-hümoral etkiyle KAH istirahat düzeyinin üzerine çıkar.

•Bu emosyenel KAH artışı egzersize bağlı artış takip eder.

*Aynı O2 tüketimini gerektiren bir iş kolla yapılırsa bacaklarla yapılana oranla KAH daha fazla artırır.

KAH artışına egzersiz tipinin etkisi:

•Sürat koşularında en fazla,

•Halter ve fırlatma sporlarında en az,

•Dayanıklılık sporlarında ise ikisinin arasında artışlar gözlenir.

Kardiyak outputa etki eden faktörlerden kalp atım hızını inceledik şimdi bir diğer faktör olan atım hacmine bakalım:

Atım hacmi (AH)

•Atım hacmi (stroke volume) her bir ventriküler kasılmada(her bir kalp atımında) pompalanan kan miktarıdır.

•Atım hacmi diyastol sonu hacim(doluş hacmi) ile sistol sonu hacim(boşalma hacmi) arasındaki farktır.

•Bu durumda;

Atım Hacmi= diyastol sonu hacim - sistol sonu hacimdir.

•Egzersizde AH artar, artışa her iki parametre de katkıda bulunur.

Atım hacmi 3 faktöre bağlı olarak değişir

Sistolün başlangıcında ventrikülün içerdiği kan miktarı (diyastolsonu volüm) - venöz dönüş

–Ventriküllerin kasılma gücü (sistol sonu volüm)

–Ortalama aortik basınç.

Bunlardan birinci pozitif etki gösterirken ikinci ve üçüncüler negatif etki göstermektedir.

Kardiyovasküler sistemin egzersize cevap verme yollarından bir diğeri ise (birinci cevap kardiyak output yani KO idi) kan akımının, kan dağılımının yeniden düzenlenmesidir.

Kan akımının yeniden ayarlanması

•Egzersizde dokuların ihtiyacına göre kalpten çıkan kan, inaktif dokulardan alınır ve aktif olan dokulara yönlendirilir.

•En belirgin değişiklik iskelet kaslarında görülür.

–Dinlenimde KO’nun % 15–20 sini alan kaslar egzersizde % 85 ini alırlar.

· Kanda da egzersiz metabolizmasına bağlı olarak birçok değişiklik meydana gelir(oksijen, karbondioksit, pH gibi)

Kardiyovasküler (kalp-damar) sistemde oluşan değişiklikleri bir özetlersek;

•Antrenman sonucu kardiyovasküler sistemde birçok adaptasyon oluşur.

•Bunlar,

–kalbin hacmi,

–kalbin atım volümü-hacmi (stroke volüm),

–kalp atım sayısı,

–kalbin dakika atım volümü-hacmi (kardiyak output veya kardiyak debi),

–kan akımı, kan basıncı ve kan miktarında olan değişiklikler olarak tanımlanabilir.

Kalbin büyüklüğünün artması

•Sporcularda kalbin büyüklüğü (hacmi) sporcu olmayanlara göre daha fazladır.

•Bu büyüme haline "dilatasyon“ ya da “hipertrofi” denir.

•Kalp odacıklarının büyümesi ile kalbin içerisine alabildiği kan miktarı ve her bir atımda pompalayabildiği kan miktarı (kalp atım volümü veya stroke volüm) artar.

•Bu nedenle bir dakikada pompalayabildiği kan miktarı da (kalbin dakika atım volümü veya kardiyak output veya kardiyak debi) artar.

•İyi antrene edilmiş sporcularda kalbin egzersiz sırasında pompaladığı kan miktarı, dakikada 35–40 litreye kadar çıkabilir.

Kalp atım sayısı

•Antrenman düzeyi ilerledikçe, sporcunun istirahat ve egzersiz sırasındaki kalp atım sayısında azalma görülür.

•Kalp atım sayısı, istirahat ve egzersiz sırasında kalbin ne kadar çalıştığının bir göstergesi olarak değerlendirilir.

•Çalışan kasların istirahat halindeki kaslara oranla daha fazla O2ihtiyacı vardır.

•Bu nedenle, kalp egzersiz sırasında daha fazla çalışır ve kaslara daha fazla kan gönderir.

•Kalbin kendisinin tükettiği O2miktarı da, kalbin kasılma sayısı ile direkt ilişkilidir.

•Kalp daha fazla çalıştığında, daha fazla O2gereksinimi duyar.

Kardiyak debi

•Kalbin bir dakikada pompaladığı kan miktarı veya kardiyak output.

•Kardiyak output veya kardiyak debi, kalbin bir dakikada vücuda pompalayabildiği kan miktarıdır.

•Bu da atım volümü ve kalp atım sayısının bir sonucudur.

•Dayanıklılık antrenmanları sonrasında atım volümü artar ve kalp atım sayısı ise azalır.

Daha fazla kapiller daha etkili metabolik değişim demek:

•Antrenmanlı kişilerin daha fazla kılcal damara sahip olması, çalışan kas lifleri ile kan arasında gazların, ısının, atık maddelerin ve besinlerin değişiminin daha rahat ve mükemmel şekilde yapılmasına olanak sağlar.

•Her bir kas lifini çevreleyen kılcal damar sayısı, kas lifinin çapı veya büyüklüğü ve kas lifi tipi veya kas lifi başına düşen mitokondri sayısı olmak üzere iki faktöre bağlıdır.

•Kas lifinin çapı ne kadar büyükse, onu çevreleyen kılcal damar sayısı da o kadar fazladır.

Kan basıncında meydana gelen değişiklikler:

•Antrenman sonucunda aynı iş yükündeki kan basıncı antrenman öncesine oranla daha düşüktür.

•Bunun yanı sıra, sınırda veya orta derecede hipertansiyonu (yüksek kan basıncı) olan kişilerde de antrenmanla istirahat diyastolik ve sistolik kan basıncında önemli düşmeler görülmüştür.

–Sistolik 10 mmHg

–Diyastolik 8 mmHg

•Dirençli egzersizler ağır yükler kaldırılırken sistolik ve diyastolik basınçlarda büyük artışlara yol açabilirken, bu yüklerle sürekli çalışma dinlenim kan basıncında yükselmelere yol açmaz.

•Hipertansiyon haltercilerde ve güç, kuvvet sporu yapanlarda yaygın değildir.

•Kardiyovasküler sistem dirençli çalışmaya dinlenim kan basıncını düşürerek yanıt verir.

***

Kaynaklar:


1) Erk, M. , Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Göğüs Hast. AD, 2008


2) Koz, M. , Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Yüksekokulu, 2009



Egemen Cengiz

Copyright © Tüm hakları saklıdır (All rights reserved)